25 Temmuz 2009 Cumartesi

"yaz"

"oku" demesi gerekirdi, oysa o "yaz" dedi..
bir ilahi laftı benim için...
kaçamak okur o beni, okur da okumazmış gibi yapıp, sokakta çiçekçi gördüğünde, sinir olduğumu bile bile yine de sorar, "çiçek alayım mı sana?" diye, ben de hiç uzatmam mevzuyu, "aman alma!" derim..
okumadığını düşündüğümü zannetmesini isterim. böyledir bizde bu işler.
zannedişlerden zevk alıyoruz daha ilk günden beri, koskoca iki kümeyiz ve kesişimlerimiz de var,
oraya kendimize dair şeyleri koyduk, en temel ve vazgeçilmez olanları, gerisi teferruat olarak, bizim sınırlarımızda kaldı..
yasak bölgeler de var, izinle bile girilemeyen, girmeye çalışsak anahtarı yok, hırsız gibi sıvışmalıyız veya tek yumruk darbesiyle patlatılan bir lamba, el yordamıyla yürümeliyiz.
evet ama çok zahmetli, tozlu raflardan başka bişey olmayan yerlere girmek istemiyorum, birgün belki birbirimizin arka bahçelerinde top koşturma arzusuna düşer de oyun tadında el ele o yerlerde yürürüz diye..
körken gözleri oldum, ben sağırken kulaklarımdı benim..
kendimi tamamlamaktı tek arzum, başardım galiba..

Hiç yorum yok: