26 Mayıs 2010 Çarşamba

özledim


anlatacak çok şeye sahibim aslında ama içimden çıkamadılar nedense.
biriktirip durdum.
ne okudum ne yazdım bi süredir.

"gurursuz kadınlardan nefret ediyorum"
defalarca içimden tekrarladım bu lafı.
belki biraz gördüğüm rüya, belki yaşananlar bilmiyorum.
otobüste giderken aklımdan çıkmadı, yolda yürürken, arkadaşlarla sohbet ederken bile içimden tekrarlayıp durdum.

ben zamanında kendimi en gurursuz kadın ilan etmiştim. en çaresiz ve en ne yapacapı belli olmayan. ama kendime bence biraz fazla yüklenmişim anladım. benim yaptıklarımı solda sıfır bırakacak ne davranışlar varmış.

ulan ben melekmişim meğersem diyorum.

anlamıyorum. ihtirasları uğruna gözleri kör olan kadınlar. ne kadar küçük duruma düşüyorsunuz.
kendinizi nasıl da belli ediyorsunuz.

oysa yaşanacak çok güzel şeyler var hayatta dönüp de baksanız.
kendi hatalarınızın, umutsuzluklarınızın acısını başkalarının hayatlarını çalmaya çalışarak yaşayamazsınız. bu bencillik olur.
ve bunu başaramazsınız.

benzeyemezsiniz.
ben de benzeyemem.
hiç istemiyorum benzemek.

o kadınların varlığı, tertemiz bir kadın vücudunda alınmayı unutmuş tek bir kıl kadar anlamsız. cımbızla çekip alınması kolay.
orda hala var olmaya çalışmanın faydasızlığı içinde çamura batıp duruyorsun.

içimden "an"lar geçiyor yakarak.

yankıları bir susturabilsem.
bir gün çıldıracağımdan korkmasam bir an.

kendime birbirinden bağımsız "an"larla bir zaman dilimi yaratmaya çalışıyorum.
duygularımın sürekliliği yok
korkularımın da
öfkemin de..

sanki hayatta her konuda istikrarsızım.

ben de faydasızım sanki onlar gibi bazen.
en olmak istemediğim gibiyim şimdi mesela.

acındırabilrim kendimi

acıtabilirim de seni aynı zamanda...

ellerimi uzattıkça yanıyorum..
donmak gibi bir kavrulmak.

soğuk yanması gibi içim.

önce kavrulmak sonra donmak istiyorum..

küllerimi ayaklarının altına sermek ve
basman için üzerime..
ayaklarının altından kayıp gitmek için
aşkla..
sevgiyle..
nefretle..

özledim..
hem de çok..

itiraf etmesi kolay ama duyulduğu gibi kolay değil.

çok zor bir özlem bu.
kalbim de dursun istiyorum işte.

anlamsız bir serzeniş halbuki, saman alevi.
sönecek birazdan.

balkona konup sadece karnını doyuran bir güvercin gibi

özgürlüğümü de ver bana ama doyur da beni.
tıka basa
içim dışım sen olsun...

kendinle doldur beni..