güneşe bırakılmış bir su şişesi... şişenin içini sarmalamış buhar ve su damlacıkları.. bir an için uçacağını sanmış ama sonra bir şişeye hapsolduğunu anlamış su damlacıkları..
ay ışığımıydı, yoksa aydan yansıyan ışıkmıydı doğrusu?
ay saçarmıydı ışık gerçekten bilemezdim eskiden..
ay karanlıktı...
çok terlemişken soğuk suyun altında dakikalarca beklemek gibiydi, elimi ilk sana uzattığımda hissettiğim ürperti.
hani sırtına gelen ilk soğuk su damlacıkları nefesini keser, çok derin bir nefes alıp da alışmaya çalışırsın.
alev alev yansa da bedenin bu kadarını da beklemezmiş gibi..
yanarken üşümek gibi..
soğuktu rüzgarın, ama ısınmak için de sana gelmek istedim.
tereddütsüz teslim ettim kendimi, sonralarımdan vazgeçip, keşkelerimden sıyrılabilmek için.
karşılığında soğuğun ısıtıcılığına şahit oldum..
kendimden kaybetmeden, kendime katmadan bir şişenin içindeki su gibi, kendi atmosferimde damlalar halinde kayboldum, kendime düştüm, kendimi kendime kattım tekrar tekrar.
yağmurun yağmasını bekliyroum ben, küvezdeki bir bebek gibi, dış dünyadan habersiz hapsoldum tuzaklara, gördüm, bildim ve şahit oldum.
duyduklarım ve duymaktan da korkmadıklarım var..
hayat garip tesadüflerden ibaret sanki, bilinçli veya bilinçsiz ne farkeder ki, yaptık ettik gidiyoruz tadında hayat, umursamazlığın rahatlığı.. kaçış..
arayıp da mı buluyorum, yoksa bu işaretler gözümün önüne bilerek mi geliyor?
evet gördüm yine bir tanesini.
benzer duyguları yaşadığına inandığım "bir diğeri" için üzüldüm, üzülmemem gerektiğini hatırladım bir an için, böyleydi çünkü insan ilişkileri, ben de "herkes" gibi davranmalıydım.
korkmuş ve belki de gerçekten acı çeken "o diğerine" dokunmak ve onu rahatlatmak istedim.
kimbilir belki o da beni izliyor bir yerlerden diye, çok garip, kendimi affedişimi, aşkı affedişimi ve "onu" affedişimi yazmak istedim..
affettim seni, azad ettim seni..
25 Temmuz 2009 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder