16 Mart 2009 Pazartesi

vardın sen.

dokunmadığın tüm yaralarım adına minnettarım sana..
acıtıyor gibi yaparken en çok aslında hiç acımamışken,
bir insanın gözlerinde görebilecek en sevgi dolu pişmanlığı gösterdin.
vardın sen, varlığını kanıtlarcasına sokuldun yanıma,
en çok belki de çenemin kenarından tutup da yüzümü çevirmendi sevgi denen..
ruhlar da sevişirdi severken, en çok benim için sevişmek isterken.
"herşeye rağmen sevgi"ydi, hikayelerdeki gibi önce kendimiz doymak için değil de birbirimizi beslerken..
ve yine dün aşık oldum sana.
çünkü sen her zaman ayağa kalkıp da elini uzatırdın bana sarılmaya doğru giden yolda..
ne çok isterdin bilirim ilk adımı ben atsaydım keşke diye
elimi uzattığımda sana hiç tereddütsüz tuttun, sıcaktın..
bugün biraz melankolik ve biraz aşk-kolik
biraz da hırçındı dünya
çok küfrettim bugün
ama tek seni sevdim bugün
çünkü sen vardın..

5 yorum:

SER dedi ki...

olmasını istediğin gibiyse,
mutluyum sırf ve en çok senin için.

blackinwhite dedi ki...

bir günüm bir günüme uymaz ki benim, bazen olanlar olmasını istediklerim
bazen de olmayanlar..
oldurtamadıklarım da ayrı bir konu!

SER dedi ki...

bu zihin içinde kaynayan kurtlar niye hep güzel olanları kemirip ortada sadece olmayanları bırakıyorlar acaba? bu sadece bize has bir döngü olabilir mi? yoksa zaten dünya böyle dönüyor da biz kendimizi tek mi sanıyoruz böyle duran? hayır, nedir bu? anlamıyorum.

SER dedi ki...

mantıklı bi açıklama bekliyorum hayattan. madem aşkı da biyolojiyle açıklayabiliyoruz, bunun da doğada bir karşılığı olmalı. bekliyorum.

blackinwhite dedi ki...

ben bugün anladım, benim hayatım sanmakla geçmiş, mutlu olduğumu sanmak, sevildiğimi sanmak ve belki hatta seviştiğimi sanmak..
hiç bir biyolojik açıklaması yok bunun, koca bir kandırmaca ruhun kendi kendine oynadığı,
sorarsan ki mutlu da mı olmadın?
oldum elbet, eksiler artıları götürürken tadını da çıkarttım bişeylerin
ama şimdi baktım ellerime
yine boş kalmış..