27 Mart 2009 Cuma

lamassuya itafen..

kilit sözcüktü "korkmak".

en ilkel en paylaşılabirlir duygulardan birisi.

korkunun yarattığı kaosun içinde, bizler az çok fazla gelişmiş hayvanlar içinde, benzer tepkileri vermeye programlı sayısız yaratıktan biriydik. birey olma yolunda, kolay yolu seçerek kitleleri takip etme güdüsüyle kendimizi daha güvenli olduğuna inandığımız sulara bıraktık, öyle olduğunu sandık sadece..

korku öylesine yoğundu ki, belirsizlik başedilemez hal almışken, yağmurdan kaçan karıncalar gibi, görüdüğümüz ilk deliğe sığındık, belki de saklandığımız delik bir yılana aitti? olamazmıydı?

iktidar mücadelesinde, dünyayı avuçlarında tutamasa da , belki birazcık da olsa parmaklarının ucuyla değebilmişse, hükmetmek için geçerli sebeplerdi bunlar

modern köleliğin postmodern esirliğe dönüşmesiydi bu..

hiç bir farkı yoktu dün ile yarının...

yarasalar, akıllı varlıklar bence, kan ile beslenmesini korkuyla izlediğimiz, ama birazcık bilgimiz olsa saygı duyacağımız bir topluluktur.

yarasalar beslenmek için kana ihtiyaç duyarlar, ve genellikle gece avlanırlar, büyük populasyonlar halinde yaşamanın getirdiği (bizim birtürlü kazanamadığımız) hiyerarşik düzenlerine aldırmaksızın, beslenecek kaynak bulamadıkları durumda, hiç biri bir diğerini ölüme terketmez ve birbirlerini yaşatmak için (buna halkçılık denebilir mi?) birbirlerinden kan emmelerine izin verirler. böylelikle bu yarasa toplumu geçici bu süreyi atlatana kadar çok kısa süre ve sayıda kişiye ( muhtaç olanlara) bu imtiyazı tanıyarak, toplumun sürekliliğini sağlamak adına içgüdüsel bir koruma sağlamış olur.

bizim gibi gelişmiş hayvanlarda(!) ise durum tam tersi işliyor malesef, insan olmanın inanılmaz onuru içinde, aç olana ekmek vermek yerine aşağıladığımız, hasta olana elimizi uzatmak yerine, üstümüzden silktiğimiz, insanları, cahil, fakir diye sınıflandırdığımız iğrenç bir dünyada yaşıyoruz.

menfaat dünyasında, pastadaki payın en büyüğünü alabilmek için kendimiz dahil herkesi satabileceğimiz sahte ve içi boş bir anlayış bu.

korku öylesine büyük ki, bunu görebilmek imkansızlaşıyor,

ben de endişeleniyorum evet...
endişelenmemek imkansız....

1 yorum:

SER dedi ki...

boyun eğmemeli, ayağa kalkmalı. el ele vermeli, sırt sırta, omuz omuza; bir şeyler yapmalı.

bizler için ölenlerin kemiklerini daha fazla sızlatmamalı..

bugün içim parça parça.