24 Şubat 2009 Salı

ya sayfalar biterse, kalem bitmeden önce?

kaleminden önce silgin bitiyorsa bir yerde bi yanlışlık vardır gibi bir laf vardır ya, tam olarak hatırlayamıyorum lafın orjinalini ama gerçekliğini biliyorum. hep başladığım ama asla sonunu getiremediğim hikayeler var, herkesin uyuduğumu sandığı zamanlarda uyanıklığımın eseri hikayeler. aslında hayal ürünü bile olsalar sonunu getiremiyorum, ne kadar pamuk ipliğine bağlı hayallermiş meğerse, silip atıyorum bir anda, geri dönmüyorum ve geri dönmek istemiyorum. kibritçi kızın hikayesinden gelen bir sevgimidir bilmiyorum ama seviyorum kibritleri, önüme bir kutu alıp hepsini teker teker yakıyorum, kibrit tamamen bitene kadar parmağımın ucu yanana kadar, defalarca tekrarlıyorum. kokusu da ayrı güzel.. burnumu yaksada çekiyorum içime..

hep salakmıydı karşımdaki de aklından sıkılıp uzaklaştığım, benmiydim eksik olan fazla sanarken kendimi yoksa...

kabuğum ekşidir diye soyunup da çıkıyorum karşısına, özümü sunuyorum, tadına bakılmadan kuruyarak, bir portakalın hazin sonu gibi yalnızlığım..

anlamak için merak ettiğimde ayrıntıcı, kırıldığımda alıngan olmak ne acı..

ve şimdi hayata gel de boşverme..

hayatın küçük mucizeleri, yanıp sönerken etrafımızda, bir nefesle söndürülürken, ışıksız kalmak uğruna, mecburiyetten bıraktığım bir el, hem de sıcacık, benim ellerimden de büyük, o kaba erkeksi ellerimden de büyük, omzumdan çekip sertçe çevirse yüzümü keşke..

yüzüm yüze değse..

üzülmeyeceğine söz ver dese..

HER KİMSE O

neyse..

1 yorum:

Adsız dedi ki...

üzülmeyeceğine söz ver...
o el benim elim olsun mu?