29 Aralık 2008 Pazartesi

buldun beni- hoşgeldin

Ayak seslerin gökyüzüne uzanan bir yolda gittikçe büyüyor..
ve sen bana geliyorsun.. hayatını vermeye hazır…
rüyanın ortasındaki o sert esinti.. tüm kartların açık olduğu, yanımızdakilerin bile bizi
dinlemeye engel olamadığı, büyük sorgulamalar ve küçük şakalaşmalarla dolu geçen onca saat.. daha biri bitmeden diğeri söylenen çaylar.. bardaklarca.. çayın radyasyon mağduru ama eşsiz tadı…
İnançlardan bahsettik, inanmaktan korktuklarımızdan, kabuslarımızdan ve hayallerimizden..
Konuşan dudakların, konuşan gözlerin…
Dilenmiyorduk sevgiyi, sunuyorduk…
Çocukken kaybettiğimde çok ağladığım oyuncağımı bulup da ona sımsıkı sarılmak gibiydi sana sarılmak …
Oyun arkadaşımdın… bu saklambaçta..
Ruhunu sevgiyle şeffaflaştıracak bir bedendin karşımda.. çayın tadı senin tadında bambaşkaydı..
Kaybedenlerin buluşma yerinde, bir bekleme salonunda farklı köşelerde tedirgin otururken, doktorun bizi odasına çağırmasını beklemeden karşılaşıp kaçan iki deli gibiydik… yada hapishane kaçkınları… hiçbir bir firar böylesine çoşkulu olmamıştı..
Annesinin memesini huzurla emen bir kedinin tüm yaramazlığını ve sıcaklığını barındırıyordun sen.. hem vahşi hem evcil…
Ve sen kedi…
Sonunda…
Tam da bulmanı istediğim yerde
buldun beni…
hoş geldin…

1 yorum:

SER dedi ki...

bu şiiri okumak kadar keyifli seni okumak..

"Yer ile yeksan, ıslak saçlı, kem gözlü
Kavim göçlerinden bu yana ağlayan
Ve durmadan cep kanyağı yakıcılığında
Ezgiler çalan, çaldırtan, yakalatan
Adı bende gizli bir kadındı İstanbul.
Şehre bir yağmur yağdı ben ağladım.
Sevilirken ayrılmak mı kaldı Bizans'tan
Yalan dolan yoktu gözlerde yalnızca ses
Verilmiş sözler birdi edilen yeminler sıfır
Eşyalar alındı fotoğraflar söküldü yerlerinden
Bir aşkın izlerini yok edecek
Başka bir aşk sipariş edildi yeniden
Bir şehre yağmur yağdı ben ağladım
Kim daha çok yalan söndürdü çay bardaklarında
Ve buğularda yitirilen kimin adıydı
Bir aşktan diğerine kaç saatte gidiliyordu
Soyulur muydu kabuğu hayatın
Yoksa tüm vitamini kabuğunda mıydı
Yağmur şehre bir yağdı ben ağladım
Ben giderken en çok seni götürdüm
Aklımın nakliyesiydi asıl yoran taşıyıcılar
Yardan düşmüştüm yaralarım yârdan armağandı
Kutsal kitabım da ziyan edilmiş sevgililer atlası
Bense sevmeyi beceremedim
Belki de sevilmeyi

Benim sevmeye engel evcil acılarım vardı
Ben yağmur ağladım bir şehre yağdı
Ben şehre ağladım bir yağmur yağdı
Ben bir ağladım şehre yağmur yağdı
Ben yağmur ağladım.."