20 Aralık 2008 Cumartesi

kıvrak, kıvrılarak...


Çölün ortasında kıvrılarak ilerleyen bir yılan
Kum fırtınasının tüm acıtan tokatına rağmen
İlerlemeye devam ediyor..
Siyah bir at, gri-kırmızı pullarla kaplı gibi
Kaybettiği sahibini arıyor…
Bir flüt sesi uzaktan duyulurken
Yılan dans ediyor…
Kıvrak, kıvrılarak…

Su ve rüzgar karışıyor birbirine
Yine çok uzaklarda…
Dağın etekleri,
Beyaz ve güzel bacaklarını saklayan
Bir kadının etekleri gibi
Loş bir salonda dans ederken
Çekici, çekingen savruluyor..
Kıvrak, kıvrılarak..

Koca bir kalemtraşın içine dönüyorum
Saçlarım parçalanıyor, beynim törpüleniyor
Gökyüzünü denize kavuşturan bir hortum gibi
Sivriliyor ruhum biraz daha dönerken
Ve meteor yağmurundayım bugün
Gökyüzümde kayıp gidiyor onca yıldız
Dilek tutulmaksızın gidiyorlar
Ait oldukları yere..
Birisinin kafasına atılan taş gibi
Hırslı ve hızlı yol alıyor..
Kıvrak, kıvrılarak…

Ruhumuz sevişiyor bir süredir
Çırılçıplak ve kan ter içinde
Benliğimin içindesin
Bir ileri, bir geri
Gidip geliyorsun zevkle
Ama korkma
Aceleye gerek yok
Adı aşk olan bu yatakta
Vaktimiz çok..
İki ruh birbirine sokulurken
Sıcak, ısıtarak
İki beden sevişiyor
Kıvrak, kıvrılarak…

Hiç yorum yok: