29 Aralık 2008 Pazartesi

ay aynamdır

Bu yazıyı, yazandan başkası anlamayacaktır, hatta yazılan da…

Yanından ayrıldıktan sonra içtiğim, dünyanın en berbat ve en ekşi ayranı olabilecek ayranın kutusunun içine atılmış bir sigara.. önce bir ses, ateşle suyun buluşma sesi… ve söndü.. biraz duman… o kadar mükemmel bir uyumsuzluk ki anlatılamaz… çalkaladım.. iyice söndüğünden eminim artık… asla içilemeyecek bir halde çöp kutusuna attım.. kurtuldum bu sigaradan da.. her şey yolunda gibi.. sana “kendimi kapının önündeki terlikler gibi hissediyorum, yapayalnızım” dediğimde, bana “ demek ki yalnız değilsin,çünkü ben de o yanında duran terliklerim, bende kendimi öyle hissediyorum” dedin.. iki kişilik yalnızlık değil, birer kişilik, tekil yalnızlıkların kapı önünde buluşması bu… neden içeri giremedik…
Yüzümdeki küçük volkanik patlamalar.. aknelerimi de sevmeye başladım galiba.. kucağımda hala ana kuzusu küçük aslan.. ne kadar can acıtabileceğinden habersiz, patileriyle severcesine tırmalıyor. Ve sonra…
Gün doğuyor…
Güneş yüzünü bir kere daha gösterdi…
Fırçalanan dişlerin nane kokusuyla başlıyor gün.. aknelerim yüzümde…
Hala soğan ve çamaşır suyu kokan elleriyle, arapsabunu krallığının kraliçesi ,yanımdan geçen bir teyze…
Hayat bazen acımasız olabilse de güçlü olan kazanıyor diyorum….
Bir cinayetten geriye kalan, tek damla kan..
Bu kadar kansız nasıl hallettin diye sormak isterdim….
İyi iş çıkartmışsın! Ben bile bu kadarını yapamazdım…
E o zaman nasıl oldu bu?
Zehirledin mi?
Hayır…
Bir sopayla kafasına mı vurdun?
Hayır…
O zaman potasyum enjekte etmiş olmalısın?
Hayır..
Belki de sadece terk ettin…
Yada ölmedi, sadece baygın….
Aşırı dozaj dedikleri olsa gerek…
Aşırı dojaz yalnızlık…
Ne kadar asilleşirse içimde duygular, o kadar acımasızlaşıyor biliyorum.
“Aşırı doz aşktan ölsem olmaz, yaşasam da kimse umursamaz..” diyorum
tıpkı Aydilge’ nin de dediği gibi..
“Ay aynamdır”..
Kraterler akneli suratım gibi…
“Yansıtır.. seni yansıtır…”

2 yorum:

SER dedi ki...

"Ne kadar asilleşirse içimde duygular, o kadar acımasızlaşıyor biliyorum."

ve can yakarken dünyanın en güzel ve en çekici kadını olduğunu bilmek aynaya baktığında gördüğünden utandırıyor mu seni de?

yedi kat yerin altından getirdiğim o zehirle zehirlerken dünyayı, aslında kendimi mi zehirliyorum herkesi öldürüp yalnızlığa yelken açarak?

blackinwhite dedi ki...

can yakarken, yavrularına yemek götürebilmek için bir geyiği avlayan bir aslan gibi görüyorum kendimi. kendi çocuklarımı besliyorum. kendimi biraz olsun sevebilmek tüm isteğim... artık seviyorum da.