
bu yazıyı yazdıran dün sokağın ortasında ezilmiş bir kelebekti.
tek kanadı tamamen bütünleşmişti asfaltla..
elimle alıp kaldırmak istedim, parçalanmasından korktum.
ve bıraktım onu orda öylece,
nasıl olsa öldü diye..
ve
uzaklaştım..
en çirkiniyken bile gözlerimiz kapatıp da bir an en iyisi olduğumuzu hiç mi hayal etmedik?
ve sanat önce ruhta başlar bedende değil...
şimdi benim kırmızı ojelerim kimin için?
niçin?
ve belki ben de kendi sanatıma tutukunum
belirsizce
anladım..
özgürleşmenin kırbaçlayan sanatı..
aşk!
"gerçek sanatçı, geleneğin eksikliğine ve sırasına eli değecek kadar önde, deliliğin saçmalığına düşecek kadar da kenarda olabilendir."
Özdemir Asaf- Yuvarlağın Köşeleri
ben şimdi dinlerken yeryüzünün en güzel kadını söylüyor bu şarkıyı diyorum.
Amy Winehouse- back to black
resimlerden ve suratlardan uzaktan bakınca..
...ve ben anladım artık onu.
deliliğine ve saçmalığına alıştım.
ve bu "sanat" beni delirtse de,
aynı yerden bakıyoruz gökyüzüne.
saçmalama sanatında alkışlarken
birbirimizi..
aynı sahnede!
yüzyıllık kelebekler sahnesi!
4 yorum:
" yüzyıllık kelebekler sahnesi! "
bayıldım bu söze...
günü birinde bi film çekersem eğer ismi kesinlikle bu olacak..
hmm:))
telif hakkı isterim:P
hehe :)
parama yok ama başka şekilde öderim ;)
senin canın sağolsun, ne demek:)
ayrıca kız olsaydın o teklifi de düşünebilirdim :D
Yorum Gönder