13 Ağustos 2009 Perşembe

bir aşkın uğrunda diz çökerken, ruhun dimdik ayakta kaldığı hikayeler var..

ben aşıkların gözlerindeki şeytanların savaştığı yerden geldim çok "az öncelerimden" birinde..

ve ben bilirim ki,
ölürken bir aşk
çığlık atmaz asla..

kabulleniş de değildir onunkisi..
saygıdır ve en çok da
affediştir kendini..
aşka sahip çıkamamamın suçluluğuyla
öldürürken sevgisini..

ve hiç bir ölüme bu kadar çok üzülemezken..

günlerin geceleri kovaladığı, hangi gün neye niçin ağladığımı bilmediğim
sayısız günlerim oldu.
günler çoğalıp haftalar, aylar ve yıllar oldu..
ne üzebilirdi ki başka?
ne acıtabilirdi başka beni söyle?
yüzlerce hikayeler geçti ellerimden
satırlarımda öfkelerim yolunu kaybetti de sonu unutuldu..
hep sonu olmayandı ya işte bu yüzden tüm hikayelerim..
bir daha başlama cesaretini de göstermezdim..
aynı çay bardağında 2 dudak izini taşımak..
aynı sigaraya değen yine o aynı 2 dudak..
aynı yastık, aynı yorgan..
aynı düş değil belki ama aynı yatak..

geçmişten fırlatılan bir ok, deldi geçti kalbimi şimdi..
özlem gibi de değil bu
ölüm gibi..

sanki kendi kısır döndüm gibi

aynı his oturdu az önce kalbime..
aynı o bilindik titreme...


bir iddia uğruna kendini öldürebilecek kadar kanıtlarım kendimi.
kayıtsızlığım beni çürütse de dayanırım biliyorum.
bu benim işte
ve lanet olsun
değişemiyorum!

4 yorum:

TNT dedi ki...

uzun zamandır bakmamıştım yazılarına, kasvetin üzücü, üzülme..

blackinwhite dedi ki...

tekrar teşrif ettiğiniz için teşekkürler efem

Adsız dedi ki...

"ben aşıkların gözlerindeki şeytanların savaştığı yerden geldim çok "az öncelerimden" birinde.."
süper bir cümle... kendimi buluverdim:)

blackinwhite dedi ki...

çok sevindim beğenmene... teşekkürler:)