5 Haziran 2010 Cumartesi

delirmece


yazamazmıydım, yazmazmıydım.
"off aslında acayip yazardım da yazmazdım" şımarıklığında olamazdım ama.

sebeplerim sonuçlarım,
artılarım eksilerim
çarpılarım bölmelerim
sevmelerim nefretlerim

ve gecenin karanlığı gündüzün aydınlığı sipastik hallerim
bildiklerim bilmediklerim
unuttuklarım hatırladıklarım

gittiklerim ve geldiklerim.

hepsi düşman olmuş gibi bana.

iyisi kötüsü birleşmiş yingyang olmuş üstüme üstüme geliyo sanki.

hani varken bööle ultra bahtsızlıklarım
atsam kendimi boğaz köprüsünden, şehir efsanesi süpermen belirir tutuverir belimden kurtarır beni.
"hey nereye beybi" der.

bir de ekler kanımca "haziranda ölmek zor" diye.

yakasındaki kırmızı karanfili de verir elime.
bırakır ortaköy camisine terkedilmiş çocuk gibi gider.

işte ben o zaman kesin çok küfrederim.

"yazamayış" günlerimde biriktirdiğim ne varsa kedi köpek kuş misal anlatır dururum.

aa kıza bak delirmiş derler belkimm sonra..
neysee..

tam da açılıyorum artık, buldum derken kendimi kapanmak tekrar.
gösterip de vermemek gibi kendi kendine

zaten yazmam ki ben iyiysem.
ne yazcam gider eğlenirim gülerim.

boşluğa düşmek yerine bir tavşanı takip edip harikalar diyarına düşseydim.
alice'e komplo kursaydım, sonsuza dek toprak solucanı olsaydı..

ben başarılı olsaydım mesela.
toplum içinde bağıra bağıra telefonda konuşan insanların cahil cesaretlerine sahip olsaydım.

şile de yüksek bir kayaya çıkıp sırt üstü suya atlasaydım. sırtım cayır cayır yansaydı da hiç bişi olmamış gibi davransaydım.
"acımadı ki oğlum" deseydim.

bir espiri öğrenseydim, önüme gelen herkese yapsaydım, gülmezlerse onları salak ilan etseydim mesela.

yada ajdar'ın çikita muz adlı şarkısını ben besteleseydim, muzu ellerimle yedirseydim.

insanların acınası hallerinden kendime alay konusu çıkartsaydım da, övünseydim kendi süper karakterimle.
hani hiç yapmam ya
şimdi de yapmadığım gibi mesela.

(yapmadım canımın içi, sen yanlış anladın, hani biraz salaksın ya)

götü kalkık burnu dik, tırnakları ojeli, kirpiği rimelli gezebilseydim hep.

akmasaydı bir kere de şu makyajım
çıkmasaydı sivilcelerim bok varmış gibi.

sabah iyi ki bir yürüyüş yaptım diye, patates kızartması yeme hakkını bulmasaydım kendimde.

otobüs şöförleri gibi şeritin ortasından gitseydim her daim.

taksi şöförleri gibi dursaydım olmadık yerde.

minübüs şöförleri gibi ağır sigaralar içip cengiz baba dinleseydim, "parasını vermeyeen" diye bağırsaydım arada.

böyle olsaydım.
hayat ne güzel olurdu.
benim gibi silik anılar biriktiren bir faydasız olmazdım..


dün ki götü boklular bugün tabakane işletir oldu.

ben...

hiç...


sıfır
sıfır..

offffffffffffffffffffffff

Hiç yorum yok: