14 Kasım 2009 Cumartesi

kendimi doğuracak değilim

ne kendi öz eleştirimi yapacak ne de başkalarını uzun uzadıya eleştirecek modumda değilim.
ama insanların çok nankör ve çok çıkarcı olduklarını düşünüyorum.

benden bir çıkarınız olduğunda etrafımda pır dönen onca insan, soruyorum size nerdesiniz, şimdi çıkarlarınızın hedefi başkaları mı?
oysa ben çıkarsız severim, tüm fedakarlıklar çıkarsızdır bende, tanıyan bilir..

hani "sana bişi söölicem, hmm ı-ıh ya vazgeçtim" noktasına getirip de durumu
kendi egonuzu tatmin etmek için, daha iyi bildiğinizi, daha güzel, daha akıllı, daha bilmem ne olduğunuzu göstermek için oynadığınız küçük oyunlar sizin kendi yalnızlığınız.
ben de yalnızlığımdan korkuyorum, belki de benim çıkarım bu, ama itiraf ediyorum.
oysa biliyorum ben
ölümden de korkmuyorum

ölümün yalnızlığından da

dosta küsmelerden geçeli çok oldu bende

küstüklerim de dost değildi,
dost olsa küstürmezlerdi..

en iyi bildiğimin gözlerindeki sahtelik, inandığımın o iğrenç düzenine alet olmak
kime yazdığım kimlere yazdığım
ne demek istediğimden bağımsız bir anlam bu.
bu bir insanlık sorunu bence

kişilik sorunu.

sen en iyi bildiğine bile inansan bile, ben olayın bu tarafında
olayın dışında
olayın arkakasında
içinde
sonunda
başında
ortasında
anladım ki
sen hiçbirşey bilmiyorsun.

beklediğim buydu diye de kandırmayın kendinizi
ne beklediğinizden habersizsiniz

öfkemi kusmak istiyorum sadece.
tek ihtiyacım olan bu.

şuan hedefimde tek kişi var.
uzlaşabilirdik belki de..
oysa o çaktırmadan silahını kavramış arkasında
bekliyormuş

görmedim hissettimm.

duymadım hissettim.


öldürdüm.

bir eski dostu da gömdüm bugün.

o bundan habersiz.

bir insan kendi ölümünden habersiz


(işte şimdi haberin oldu)

Hiç yorum yok: